
Osimhen’in Hikayesi: Lagos’tan Aslantepe’ye!
Bu içerikte neler var?
ToggleVictor James Osimhen’in hikayesi, futbolun yalnızca yetenekle değil, mücadeleyle yazıldığını gösteren ilham verici bir yaşam öyküsüdür. Osimhen’in hikayesi, 29 Aralık 1998 tarihinde, Nijerya’nın en kalabalık şehirlerinden biri olan Lagos’ta başladı. Ancak bu başlangıç, sıradan bir çocukluk değil; yoksulluğun, kaybın ve zorlukların iç içe geçtiği bir yaşamın ilk sayfasıydı.
Lagos’un Olusosun isimli bölgesi, çoğu kişinin yaşamak istemeyeceği, çöp yığınlarıyla çevrili bir mahalle. Burası, Afrika’nın en büyük çöplüklerinden birine ev sahipliği yapıyor. Osimhen’in ailesi burada hayatta kalmaya çalışıyordu. Altı kardeşin en küçüğü olan Victor, daha çocuk yaşta hayata tutunmayı öğrendi. Annesini çok küçük yaşta kaybetti. Bu kayıp, henüz zihinsel olarak olgunlaşmamış bir çocuk için tarifsiz bir acıydı. Babası Patrick Osimhen, ailenin geçimini sağlamakta zorlanırken, Victor da elinden gelenin fazlasını yapmaya çalıştı.
Osimhen’in hikayesi, sadece bir futbolcu olmak isteyen bir çocuğun değil, ailesini hayatta tutmaya çalışan bir savaşçının hikayesidir. Lagos’un kavurucu sıcağında sokak sokak dolaşıp su ve ekmek satan küçük Victor, bir yandan karnını doyurmaya çalışıyor, bir yandan ise her fırsatta futbol oynamaktan geri durmuyordu. Kimi zaman ayakkabısız, kimi zaman da plastik toplarla. Ne saha vardı ne forma. Ama içinde tarifsiz bir futbol aşkı vardı.
Olusosun’un toprak sahaları, onun ilk antrenman sahasıydı. Beton binaların arasındaki dar alanlarda, zaman zaman çöplerin arasında, hayal ettiği hayata doğru adımlar atıyordu. Futbol onun için bir oyun değil, bir çıkış yoluydu. Her gol, biraz daha umuttu. Her pas, geleceğe atılmış bir adımdı.
Babası Patrick, 2020 yılında hayata gözlerini yumduğunda, Osimhen artık Avrupa sahnesinde kendini göstermeye başlamıştı. Ama çocukluk döneminde, babası da en az onun kadar çabaladı. Aile içinde yaşanan maddi sıkıntılar yüzünden eğitim aksasa da, Victor futbola olan inancından hiç vazgeçmedi. Her düştüğünde yeniden kalktı. Her hayal kırıklığında yeniden başladı.
Bugün milyonların alkışladığı bir yıldız olan Osimhen’in hikayesi, “imkânsız” denilen şeyin aslında ne kadar göreceli olduğunu kanıtlıyor. Olusosun’un çöp kokan sokaklarından, dünyanın en büyük stadyumlarına uzanan bu yolculuk, yalnızca Nijeryalı çocuklara değil, tüm dünyaya “mücadele et, vazgeçme” mesajı veriyor.
Lagos Sokaklarından Futbol Sahalarına
Osimhen’in hikayesi, sokakta top peşinde koşan milyonlarca Nijeryalı çocuktan sadece biri gibi başladı. Ama onun farkı, tutkusu ve azmiyle kendini kısa sürede fark ettirmesiydi. Lagos’ta ayakkabısız futbol oynarken keşfedilmesi uzun sürmedi. Bölgedeki amatör antrenörlerin dikkatini çeken Osimhen, kısa süre sonra Ultimate Strikers Academy adlı yerel bir futbol okuluna katıldı.
Ultimate Strikers Academy, o dönemde Nijerya’da altyapıya önem veren az sayıdaki kulüpten biriydi. Ancak imkânlar oldukça kısıtlıydı. Antrenman sahaları bakımsız, ekipmanlar yetersizdi. Buna rağmen Osimhen, akademide gösterdiği yüksek tempo, güçlü fiziği ve bitirici vuruşlarıyla dikkat çekmeye başladı. 1.85 boyundaki yapısı, hızı ve pozisyon bilgisi onun kısa sürede öne çıkmasını sağladı.
Antrenmanlardan sonra bile bireysel çalışmalarına devam eden Osimhen, akademi bünyesinde düzenlenen yerel turnuvalarda adından söz ettirmeye başladı. 2014 yılına gelindiğinde, Nijerya U17 milli takımının teknik heyetinin gözü bu genç forvetteydi. O dönem milli takımın başında olan Emmanuel Amuneke, Osimhen’i izledikten sonra onun “doğuştan golcü” olduğunu söyleyecekti.
Ve nihayet, 2015 yılında Osimhen, Nijerya U17 Milli Takımı’na davet edildi. Bu, yalnızca onun değil, tüm ailesinin hayatını değiştirecek bir fırsattı. Meksika, Brezilya gibi güçlü ekiplerin de yer aldığı 2015 FIFA U17 Dünya Kupası, Osimhen’in yeteneklerini dünyaya sergilediği bir sahneye dönüştü. Turnuva boyunca attığı tam 10 gol, yalnızca gol krallığını değil, “Turnuvanın En İyi Oyuncularından Biri” unvanını da getirdi. Nijerya kupayı kazanırken, Osimhen hem Avrupa kulüplerinin radarına girdi hem de ülkesinde bir kahramana dönüştü.
Turnuva sonrası ona teklif götüren kulüpler arasında Arsenal, Anderlecht, PSG ve Barcelona gibi devler vardı. Ancak o, daha fazla oynama şansı bulabileceği ve gelişimi için doğru adım olacağını düşündüğü kulübü seçti: Almanya’nın köklü kulüplerinden VfL Wolfsburg.
Osimhen Artık Avrupa Futbolunda!
Osimhen’in hikayesi, Nijerya’da sergilediği üstün performansla dünya futbol vitrinine çıktıktan sonra artık Avrupa kapılarına dayanmıştı. 2015 FIFA U17 Dünya Kupası’nda attığı 10 golün ardından, futbol dünyası onun ismini konuşmaya başlamıştı. O dönem Real Madrid’den Arsenal’e, Porto’dan PSG’ye kadar pek çok kulüp onunla ilgilendi. Ancak bu süreçte Osimhen, kariyeri için sadece “büyük isim” değil, “doğru adım” prensibini benimsedi.
Bu karar, onu Almanya’ya yönlendirdi. 2017 yılının Ocak ayında, henüz 18 yaşındayken Bundesliga temsilcisi VfL Wolfsburg, genç golcüyle 3.5 yıllık bir sözleşme imzaladı. Transferin bedeli açıklanmasa da, Nijerya basınına göre Wolfsburg bu genç yetenek için yaklaşık 3.5 milyon euro bonservis ödemişti. Bu, o dönem için bir U17 yıldızına yapılan ciddi bir yatırım olarak değerlendirildi.
Wolfsburg, Osimhen’i doğrudan A takım planlarına dahil etti. Ancak Osimhen’in Avrupa’daki ilk profesyonel deneyimi, düşündüğünden çok daha zor geçecekti. Almanya’nın sert futbol iklimi, soğuk havası, disiplinli oyun yapısı ve yüksek fiziksel temposu, genç yıldız için adeta bir testti. Üstelik bir de talihsizlikler yakasını bırakmadı.
Sakatlıklar ve Zorunlu Öğrenme Süreci
Wolfsburg’a adım attıktan sadece birkaç hafta sonra, Osimhen ilk ciddi sakatlığıyla tanıştı. 2017 ilkbaharında geçirdiği omuz sakatlığı nedeniyle ameliyat oldu ve sezonun kalanında forma giyemedi. Aynı zamanda dizinde de tekrarlayan ağrılar yaşamaya başladı. O sezon Bundesliga’da sadece 2 maçta forma giydi.
Sakatlıkların yanı sıra, dil bariyeri, beslenme düzenindeki değişiklikler ve aileden uzak olmanın getirdiği duygusal yük de performansını etkiledi. Osimhen daha sonra bir röportajında o dönemi “Kariyerimin en zor yılıydı, ne futbol oynayabiliyordum ne de alışabiliyordum. Ama vazgeçmedim,” diye anlatacaktı.
Wolfsburg’daki ikinci sezonunda biraz daha fazla forma şansı bulsa da, Bundesliga’daki 14 maçta gol atamadan sezonu tamamladı. Alman basını, onun için “potansiyeli yüksek ama hazır değil” yorumları yapıyordu. Bu noktada, hem kulüp hem de oyuncu için yeni bir karar alma zamanı gelmişti.
Charleroi ile Yeniden Doğuş
2018 yazında Osimhen, Almanya’dan ayrılarak Belçika Pro League takımlarından Sporting Charleroi’ye kiralık olarak gönderildi. Bu karar, dışarıdan bakıldığında bir geri adım gibi görünse de, aslında onun kariyerinde bir kırılma noktasıydı.
Charleroi’de düzenli forma bulmaya başlayan Osimhen, sonunda kendini göstermeye başladı. Belçika ligi, Wolfsburg’a kıyasla daha az baskılıydı ve bu da onun özgüvenini yeniden kazanmasına imkân tanıdı. 2018-2019 sezonunda Charleroi formasıyla 36 resmi maçta 20 gol attı. Bu performansı sadece takımını sırtlamakla kalmadı, aynı zamanda Avrupa’nın dikkatini bir kez daha üzerine çekti.
Bu süreçte artık daha güçlüydü. Fiziksel olarak gelişmişti, oyun bilgisi artmıştı ve en önemlisi kendine olan inancı yeniden yeşermişti. Belçika basını onu “sakin bir yırtıcı” olarak tanımlıyordu. Onun dönüşü sessiz ama etkili olmuştu.
Charleroi, sezon sonunda oyuncunun satın alma opsiyonunu kullandı; ancak bu kalıcı bir birliktelik olmayacaktı. Osimhen’in performansını dikkatle izleyen kulüpler devreye girmeye başlamıştı. İçlerinden biri çok daha kararlıydı: Fransa Ligue 1 ekibi Lille OSC.
Lille Dönemi: Avrupa’ya Damga Vurma Vakti
2019 yazında Osimhen, yaklaşık 12 milyon euro bonservis bedeliyle Lille’e transfer oldu. Bu, Osimhen’in hikayesi açısından yeni bir zirveydi. Ligue 1, onun hem teknik becerilerini hem de golcülüğünü daha fazla sergileyebileceği bir platformdu. Nicolas Pépé’nin Arsenal’e transferi sonrası boşalan forvet hattını devralan Osimhen, bu fırsatı mükemmel değerlendirdi.
Lille formasıyla sadece ilk 5 haftada 5 gol atarak Fransız futbol kamuoyunu kendine hayran bıraktı. Sezon boyunca çıktığı 38 maçta 18 gol, 6 asist ile oynadı. Avrupa kupalarında da etkili performanslar sergileyerek, sadece Fransa’da değil tüm kıtada ses getirdi. Onun hem hava toplarındaki üstünlüğü hem de ani hızlanmaları, birçok Premier League kulübünün radarına girmesini sağladı.
Ancak Osimhen’in hikayesi burada sona ermeyecekti. Onun bir sonraki durağı, Avrupa’nın futbol mabedlerinden biri olacaktı: Napoli.
Napoli’ye Tarihi Transfer: Victor Osimhen
Osimhen’in hikayesi, Napoli’de de kolay başlamadı. 2020-2021 sezonunda sakatlıklar yine yakasını bırakmadı. Parma maçında attığı ilk golle başlangıç yapmış olsa da, ardından omuz sakatlığı, COVID-19 enfeksiyonu ve yetersiz fiziksel kondisyon sorunları nedeniyle sezonun büyük bölümünde forma giyemedi. Yine de çıktığı 24 lig maçında 10 gol, 3 asist üreterek ışık verdi.
Napoli teknik direktörü Gennaro Gattuso, onun hakkında şunları söylüyordu:
“Osimhen farklı. Kafasını eğip işine bakan, hırslı bir adam. Saha dışında sessiz, saha içinde ölümcül.”
İlk sezonu bir uyum süreci olarak geçiren Osimhen, ikinci yılında ise patlamaya hazır bir bomba gibiydi.
Napoli ile 2021–2022 Sezonu
Luciano Spalletti’nin takımın başına gelmesiyle birlikte, Osimhen adeta yeniden doğdu. 2021-2022 sezonunda, Napoli’nin kontraatak yapısına mükemmel şekilde uyum sağladı. Onun hızı, güçlü fiziği ve direkt oyun stili, Serie A savunmaları için ciddi bir tehdit haline geldi.
O sezon ligde ve Avrupa Ligi’nde toplam 18 gol kaydederek adını Avrupa’nın elit forvetleri arasına yazdırdı. Ancak daha önemlisi, Napoli taraftarının gönlünde yer etmeye başlamıştı. Onun her gol sevinci, Diego Maradona’nın efsaneleştiği şehirde yeni bir idolün doğduğunu işaret ediyordu.
Osimhen’in Maske Takmasına Sebep Olan Olay
2021-2022 Serie A sezonu hızla devam ederken, Napoli liderlik mücadelesi veriyor; Victor Osimhen ise takımı sırtlayan en önemli silah olarak öne çıkıyordu. Ancak Milano’da, Giuseppe Meazza Stadyumu’nda oynanan Inter – Napoli maçında her şey bir anda değişti.
Maçın 55. dakikasında Inter savunmasının tecrübeli stoperi Milan Škriniar ile girdiği hava topu mücadelesinde, Osimhen’in yüzüne çok sert bir darbe geldi. İlk bakışta basit gibi görünen bu çarpışma, aslında ciddi bir travmanın habercisiydi. Osimhen yüzünü tutarak yerde kıvranırken, hem oyuncular hem de sağlık ekibi olayın ciddiyetini anlamıştı.
Kırıklar, Ameliyatlar ve Şüpheler
Yapılan tetkikler sonucunda Osimhen’in sol göz çukuru (orbita) ve elmacık kemiğinde çok sayıda kırık tespit edildi. Doktorlar, bu tür kırıkların göz sinirlerine baskı yapması ve kalıcı görme kaybına yol açma riski taşıdığını açıkladı. Bu durum, sadece futbol kariyerini değil, gündelik hayatını da tehdit ediyordu.
Hemen ardından Milano’da uzman bir cerrah tarafından 6 saatlik bir operasyon geçirildi. Operasyon sırasında yüzüne 18 adet titanyum vida ve plak yerleştirildi. Bu vida ve plaklar, Osimhen’in yüzünü adeta bir zırh gibi yeniden şekillendirdi. İşte bu operasyonun ardından, sahalara dönmesi için özel bir karbon fiber yüz maskesi tasarlandı.
Psikolojik Eşiği Aşmak
Birçok futbolcu, yüzüne bu denli büyük bir darbe aldıktan sonra sahaya dönmekte tereddüt eder. Osimhen ise farklıydı. Sadece üç ay içinde sahalara döndü, üstelik maske ile oynamaya başladı. Başlangıçta maske onu rahatsız etti. Görüş açısı sınırlıydı, nefes almak zordu, hatta bazı pozisyonlarda maskeyi çıkarıp kenara fırlatmak istediğini bile söylemişti. Ancak zamanla bu maske onun ayrılmaz bir parçası haline geldi.
Osimhen bu süreci şöyle anlatıyordu:
“Maskeyi taktığımda kendimi korunaklı hissediyorum. Adeta savaş alanında zırh giymiş gibiyim. Artık o benim kimliğim.”
Maske: Sembol Haline Gelen Bir Parça
Osimhen’in maskesi kısa sürede sembol haline geldi. Napoli taraftarları, onun her golünden sonra havaya kaldırdığı maskeyi bir zafer nişanesi olarak görmeye başladı. Kulüp mağazalarında Osimhen maskeleri satılmaya başlandı. Taraftarlar maçlara o maskeyle gelir oldu.
Bu maskenin ardında sadece fiziksel bir tedavi değil, aynı zamanda bir karakter dönüşümü vardı. Artık sahada sadece bir golcü değil, acıdan güç devşirmiş bir lider, maskesiyle zorluklara meydan okuyan bir figür vardı.
Napoli’nin Efsane Sezonunda Kral Osimhen
Asıl destan, 2022-2023 sezonunda yazıldı. Osimhen’in hikayesi artık sadece bir futbol kariyerinden ibaret değildi; Napoli’nin 33 yıl aradan sonra kazandığı Serie A şampiyonluğunun sembolü haline gelmişti.
Bu sezonda Osimhen:
- Serie A’da 26 gol atarak gol kralı (Capocannoniere) oldu.
- Şampiyonluk yolunda kilit maçlarda skor katkısı sağladı (örneğin Juventus ve Roma maçlarındaki galibiyet golleri).
- Serie A’da “Yılın Forveti” ödülünü kazandı.
- Napoli’nin taraftarları tarafından sezonun en değerli oyuncusu seçildi.
Afrika kıtasından gelip Napoli gibi bir şehirde futbol tanrısı ilan edilmek, her oyuncunun hayalidir. Osimhen bu hayali gerçeğe dönüştürdü.
Victor Osimhen Napoli’den Neden Ayrıldı?
Osimhen, Napoli‘de geçirdiği dört yıl boyunca büyük başarılara imza attı. Serie A’daki şampiyonluğu ve gol krallığı, onu İtalya’nın en iyi forvetlerinden biri haline getirdi. Ancak 2024 yazında, Osimhen ve Napoli yönetimi arasında bazı anlaşmazlıklar ve kulübün geleceğiyle ilgili belirsizlikler nedeniyle, Victor Osimhen’in Napoli’den ayrılma kararı gündeme geldi.
Hikayenin Arkasındaki Olaylar
Osimhen’in ayrılık kararı, yalnızca transfer piyasasındaki kulüp değişikliği haberleriyle sınırlı değildi. Öncelikle Napoli’nin mali durumu ve gelecekteki transfer politikaları, Osimhen’in kararını etkileyen önemli faktörler arasında yer aldı. Napoli’nin finansal fair-play kurallarına uymak amacıyla önemli oyuncularını satmayı planlaması, Osimhen için yeni bir meydan okumaya çıkma fırsatı sundu.
Bunun yanı sıra, kulüp içindeki bazı liderlik sorunları ve Osimhen’in Avrupa’daki en büyük kulüplere transfer olma arzusunun da etkisiyle, 2024 yazında, sonrasında büyük bir transfer gerçekleşti. Osimhen, kariyerinde yeni bir sayfa açmaya karar verdi ve Galatasaray ile anlaşmaya vardı.
Galatasaray’a Transfer: Hem Osimhen Hem Kulüp İçin Bir Dönüm Noktası
Galatasaray, son yıllarda yaptığı güçlü transferlerle dikkatleri üzerine çekmişti ve Osimhen ile imzalanan sözleşme, kulübün büyüklüğünü pekiştiren bir adım oldu. 2024 yazında Galatasaray, Osimhen’i kiralık olarak 1 yıllığına Napoli’den transfer etti.
Transfer Süreci ve Kulüp İle İlk İntibalar
Osimhen’in Galatasaray’a transfer süreci, Türk futbolunun büyük bir heyecanla takip ettiği bir olay oldu. İlgili kulüp yetkilileri, transferi önce gizli tutmaya çalıştı, ancak kulübün büyük finansal anlaşmaları ve Osimhen’in adı medyada yayıldıkça süreç hızlandı. Resmi açıklama yapıldığında, hem Galatasaray taraftarları hem de futbol dünyası bu büyük transferi büyük bir coşkuyla karşıladı.
Osimhen’in Galatasaray’a katılımı, hem Türkiye’de hem de Avrupa’da büyük yankı uyandırdı. Özellikle kulüp yöneticilerinin ve taraftarların, Osimhen’in gelmesiyle birlikte Süper Lig ve Avrupa’da daha güçlü bir takım kurmayı hedefledikleri vurgulandı.
Galatasaray’da Yeni Bir Yükseliş: Süper Lig ve Avrupa Arenası
Osimhen’in Galatasaray’a gelmesinin ardından Süper Lig‘deki performansı, futbolseverler tarafından büyük bir merakla izlendi. Galatasaray, 2024-2025 sezonu için şampiyonluk hedefiyle çıktığı yolda, Osimhen’in attığı gollerle zirveye oynayan bir takım haline geldi. 32. hafta sonunda Galatasaray 8 puanla bitime 4 hafta kala 25. şampiyonluğu için gün sayarken, Victor Osimhen Galatasaray formasıyla 37 maçta 33 gol atarak kariyer rekoru kırmıştır.
